Matthieu Blazy, Chanel’deki Cesur İlk Defilesiyle Evi Baştan Yaratıyor

Paris Moda Haftası’nın son günlerinde gerçekleşen en merakla beklenen an, şüphesiz Chanel’in yeni kreatif direktörü Matthieu Blazy’nin ilk defilesiydi. Moda dünyasının gözleri, Fransız moda devinin yeni dönemine çevrilmişti — ve Blazy, beklentileri fazlasıyla karşıladı.

Geçtiğimiz yılın sonunda Chanel’in başına geçtiği duyurulan Blazy’nin, markanın köklü mirasıyla ne kadar özgür davranabileceği konusunda birçok şüphe vardı. Ancak Grand Palais’de yıldızlar ve gezegenler altında gerçekleşen “Chanel Evreni” temalı defile, bu endişeleri bir anda unutturdu. Blazy, hem cesur hem de zarif bir yaklaşımla Chanel’in klasik kodlarını yeniden yorumladı.

Defilenin açılışında, Charvet iş birliğiyle tasarlanan bir gömlek ve aynı tonlarda pantolon kombinasyonu yer aldı — feminen çizgileriyle tanınan Chanel için alışılmadık ama iddialı bir başlangıç. Ardından gelen oversized gömlekler, tüy eteklerle birleşen minik el yazısı “Chanel” işlemeleriyle modern bir dinamizm yarattı. Tweed kumaşın sınırlarını zorlayan Blazy, klasik Chanel takımlarını yeniden hayal etti: franj detaylı, ince dokulu, neredeyse akışkan hale getirilmiş tweed parçalar, markanın geçmişine saygı duruşu niteliğindeydi ama geleceğe göz kırpıyordu.

Aksesuarlar da aynı oranda yenilikçiydi. Efsanevi 2.55 çanta, bu kez burgonya deri astarı dışa çevrilmiş şekilde sunuldu. Markanın simgesi kamelya ise adeta “yıkıma uğratılmış” bir haldeydi — narinliğini kaybetmiş ama güçlü bir ifadeye dönüşmüş şekilde. Pastel renkler, logo baskın tasarımlar ve “sevimli” çanta figürleri tarih olurken, yerini metalik tüylü elbiseler, uzun siluetler ve özgüven dolu bir enerji aldı.

Blazy’nin Chanel’i, geçmişin zarafetini korurken bugünün kadınlarına yeni bir alan açıyor. “Bu koleksiyon tek bir Chanel kadını için değil, birçok Chanel kadını için yaratıldı” ifadesi, defilenin ruhunu özetliyor. Sonuçta, bu sadece bir kreatif direktör değişimi değil; Chanel’in modern lükste yeniden konumlanışı anlamına geliyor.