Louboutins, Cartier ve EMF Korumalı İç Çamaşırlar: Bugonia’nın Sınırları Zorlayan Kostümlerinin Hikayesi
Ödüllü kostüm tasarımcısı Jennifer Johnson, yönetmen Yorgos Lanthimos’un yeni filmi Bugonia için bir kez daha yaratıcılığını konuşturuyor. Lanthimos’un Kinds of Kindness filminden sonra ikinci kez birlikte çalışan ikili, bu kez Güney Kore yapımı Save the Green Planet!’in kara mizah dolu bir yeniden çevriminde buluştu. Jesse Plemons’un takıntılı bir arıcıyı, Emma Stone’un ise güçlü bir ilaç şirketi CEO’sunu canlandırdığı filmde kostümler, karakterlerin ruh halini yansıtan neredeyse ayrı birer oyuncu gibi karşımıza çıkıyor.
Johnson, verdiği röportajda, filmdeki sıra dışı detaylardan bahsetti. Stone’un adeta silaha dönüşen Louboutin topukluları ve Plemons’un sahnede hiç görünmeyen elektromanyetik frekans (EMF) engelleyici iç çamaşırları, tasarımcının karakterleri hem gerçek hem absürt kılma arayışının sonucu. Johnson, “Yorgos’la çalışırken büyük bir özgürlük alanı var. Bazen en doğru yolu bulmak için başarısız olmayı göze almak gerekiyor. Her karaktere kendi saygınlığını kazandırmak önemli,” diyor.

Filmin karakterlerinden Teddy için Johnson, paranoyak bir çevreci profili üzerinden ilerlemiş. EMF’lere karşı koruyucu olduğuna inanılan şungit taşını yanında taşıyan karakter için ev yapımı görünümlü gümüş kaplamalı kostümler tasarlanmış. “Gerçek EMF kumaşlarının içinde gümüş var ve oldukça pahalı. Biz, karakterin kendi yapabileceği bir versiyon yarattık,” diyen Johnson, bu kostümlerin oyunculara görünmeyen ama karakteri derinleştiren detaylar kattığını söylüyor.
Emma Stone’un canlandırdığı Michelle karakteri ise güç, statü ve kurumsal kimliği yansıtan lüks parçalarla giydirilmiş. McQueen ceket, Saint Laurent kaban, Cartier saat ve Louboutin topuklularla tamamlanan görünüm, CEO imajını hem ciddi hem de teatral bir hale getiriyor. Johnson, “Başta çok resmiydi, sonra bunu daha şık ve ikonik bir çizgiye taşıdık. Bir sahnede Emma topuklularını öyle bir fırlattı ki biri binanın çatısına çıktı!” diyerek setin eğlenceli anılarını paylaşıyor.

Johnson, kostüm tasarımında görünmeyeni önemseyen bir isim. Oyuncularla arasında kurduğu güveni küçük “talisman” detaylarıyla pekiştirdiğini söylüyor: “Kimi zaman seyirciye görünmeyen bir taş, bir kumaş detayı ya da gizli aksesuar, oyuncu için karakterle bağ kurmanın sessiz bir yolu olur.” Bugonia’da da bu yaklaşımın izleri açıkça görülüyor — tıpkı Louboutin’lerin bir silaha, arıcı tulumlarının bir sanat eserine dönüştüğü gibi.





